30 Aralık 2013 Pazartesi

Yeniden İstanbul =)





Merhabalarr :)

Yarın benim için harika birgün olacak. Okuldan mezun olduğumdan beri İstanbul'a hiç gitmedim. Yani Haziran sonundan beri. Vee sonunda beklenen gün geldi yarın İstanbul'a gidiyoruuum :)

Yeni yıla en yakın dostumla birlikte gireceğim. Birbirimizle paylaşacak çok şeyimiz biriktiğine eminim. Özellikle de benim içim o kadar dolu ki bir süre sadece ben konuşacağım sanırım :)

Yurttaki arkadaşlarımla görüşeceğim. Eskileri anlatıp saatlerce güleceğiz :) Ve bilmediğimiz yeni gelişmeleri anlatacağız birbirimize .. Çok heyecanlıyım hemen yarın olsun :)

O kadar çok birikmiş hatıra var ki o koca şehirde... Özellikle de Kadıköy benim için her semtten farklı bir yere sahip. Çook özledim.. Kadıköy'de derslerden kaçıp deli gibi her dükkana girdiğim Çilek Sokak sen de çok özlendin :)

Sınav çıkışları karnımızı doyurduğumuz Kovan Fırın sana da uğrayacağım kesinlikle :) o frambuazlı kekinden yemezsem olmaz :)

Ve tabi ki vapur.. Çok çok özledim.. Vapura binip kulaklığımı takıp sadece müzik dinlemek ve hiçbirşey düşünmemek..



İstanbul'un kalabalığı bile özletiyor kendini. Bazen şu an yaşadığım küçük şehrin sakinliği sıkıyor beni. Bazen de tam tersi diyorum ki iyi ki dönmüşüm buraya.

İstanbul ne garipsin.. Hem iyisin hem kötü.. Hem özlüyorum keşke orda olsam diyorum hem de iyi ki kapağı buraya atmışım diyorum :)

Ve tabi ki İstanbul'da yüzleşmem gereken şeyler de var. Bazı anıların canımı acıtmadığını görmeliyim. Biten bir ilişkinin canımı yakmadığını hissetmeliyim. Sadece bir anı olarak hafızamda yer ettiğini anlamalıyım. Tam 6 aydır İstanbul'a adım atmaktan kaçtım. Artık cesaretim var. Hiçbirşeyden korkmuyorum. Ne üzülmekten ne de hatırlamaktan. Sadece mutlu olacağım oraya gittiğimde...

İyi kötü herşeyinle özlendin eski dost  :)

Bekle beni İstanbul Geliyorum ...

27 Aralık 2013 Cuma

"Ve Dağlar Yankılandı"

selaamm :)

Bugün bakımdı kozmetikti hepsini bir yana bırakıyorum :)

Geçenlerde kısa sürede okuyup bitirdiğim bir kitaptan " Ve Dağlar Yankılandı " dan bahsetmek istiyorum sizlere. Yazarı Afgan asıllı olan Khaled Hosseini. Önceki kitapları "Uçurtma Avcısı" ve "Bin muhteşem Güneş" de birbirinden harika.

Üç kitabını da kendimi kaptırarak zevkle okudum. Aralarında bir seçim yapmam bile imkansız hepsi çok güzel. Şimdiye kadar okuduğum favori kitaplar arasında her üçü de.




Ve Dağlar Yankılandı ile ilgili yorumlarımı söyleyecek olursam;

Kitapta her karakter o kadar iyi yansıtılmış ve anlatılmış ki insan kendini her birinin yerine koymadan edemiyor. Karakterler toplum yapısını oldukça iyi gözler önüne seriyor. Afgan toplumunun yoksulluğu ve insanların bu yoksullukla başedebilmek için neleri feda ettiklerini, neleri göze aldıklarını da gösteriyor.

Bu kitapta Afganistan'da yaşayan iki kardeş Abdullah ve Peri'nin hikayesi anlatılıyor. Romanda onlara eşlik eden çok fazla karakter yer ve mekan var. Sadece Afganistan ile sınırlı değil. Dolayısıyla yan karakterlerin hayatlarına da yer verildiği için ana olay yanında yan olaylar da kitapta oldukça yer tutuyor.

Kitap Abdullah ve Peri'nin babasının onlara anlattığı bir hikaye ile başlıyor. Daha sonra Baba, Peri Ve Abdullah zorlu bir yolculuğa çıkıyorlar. Peri ve Abdullah'ın hayatlarını ayıracak, bağlarını koparacak bir yolculuktu bu.

Çünkü o yolculuktan sonra Peri zengin bir aileye evlatlık olarak veriliyor. Ve o günden sonra Abdullah'ı hiç görmüyor ve hatırlamıyor. Ta ki hayat onları tekrar buluşturana kadar. Peri abisini hiç hatırlamıyor. Fakat Abdullah onu hiç unutmuyor. Kızına Peri adını vererek kardeşinin hayatında bir yer etmesini sağlıyor.

Hayat onları tekrar buluşturuyor evet. Ama Abdullah için biraz geç kalınıyor. Çünkü bu sefer Peri onu öğrenmişken Abdullah yaşlılığı ve hastalığı sebebiyle onu hatırlamıyor. Fakat Peri buna rağmen abisine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor. Peri'yi abisine kavuşturan ise Abdullah'ın kızı Peri.

Kitabı okudukça neden babalarının onlara anlattığı hikayenin seçilmiş olduğu da anlaşılıyor. O hikaye onların hayatında gerçekliği buluyor. " Bazen bir eli kurtarmak için bir parmak kesilmek zorunda kalınıyor "

Oldukça duygusal ve sizi içine çeken bir hikaye. Karakterlerin birbirinden kopuşları ve sonra tekrar bir araya getirilişleri harika. Yazar herşeyi hayatın içinden anlatıyor. Sanki yaşanmış bir hikayeyi asıl yaşayandan dinliyormuş gibi hissettim kendimi okurken.

Ben okurken zevk alarak ve hiç sıkılmadan okudum. Belki siz de seversiniz kesinlikle tavsiye ediyorum. Tabi ki diğer kitapları Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş de şiddetle tavsiye edilir :)

Okumaya devam.. Bizi bekleyen bir çok kahraman, olay ve hikayeler var.. Okumak Can'dır Can :))

Sevgiyle kalınn........


Peeling Vakti :)

   Merhaba  :)

Evde çok rahat hazırlayabileceğiniz bir peeling tarifiyle karşınızdayım :)

Karışımımızda kullanacaklarımız: Bir tatlı kaşığı türk kahvesi, bir çay kaşığı toz şeker ve biraz da bal. 


Bunları karıştırarak oluşturduğunuz karışımı cildinize ovalayarak ve masaj yaparak sürün. Yumuşak hareketlerle yapmaya dikkat edin. Çünkü sert hareketlerle uyguladığınızda türk kahvesi ve toz şeker biraz canınızı yakıp cildinizi tahriş edebilir :) Tecrübemle sabittir :) Sanki çok bastırınca mucizevi bir etkisi olacak :)

Türk kahvesinin cildi canlandırıcı etkisi var. Aynı zamanda siyah noktalar için de etkili. Balın ise nemlendirici etkisi var. Toz şekerin ise ölü derileri temizlediğini okumuştum bir yerde. 

Bu karışımı haftada bir yada iki defa uygulayabilirsiniz. İki defadan fazlası zaten önerilmiyor.

Ben bu karışımı uzun süredir uyguluyorum cildime. Sonrasında cildimin canlandığını ve yumuşadığını hissediyorum. Yada bana öyle geliyor bilmiyorum :) Sizlerle de paylaşmak istedim. Belki denemek istersiniz :)

Bu arada orta şekerli bir türk kahvesi içtikten sonra fincanın dibinde kalan telvesini de yüzünüze masaj yaparak uygulayabilirsiniz :) Aynı etkiyi gösteriyor yine. Aynı yumuşaklığı yine hissedebiliyorsunuz. Tek eksiklik balın olmaması :)

Ayrıca türk kahvesi ve zeytinyağını karıştırdığınızda da peeling etkisi olduğunu, ölü deriyi ve siyah noktaları temizlediğini duymuştum bir programda. Fakat zeytinyağını denemeye cesaretim yok cildim yağlı olduğu için. Halbuki hiç alakası yok :) Ama saçma bir korku işte yenemiyorum :) Sanki zeytinyağı yüzünden cildim sivilce dolacakmış gibi hissediyorum :) Aman Allah düşmanımın başına vermesin :)) 

Hepinize pürüzsüz ciltli günler diliyorum :))

Hoşçakalınn..  :)

26 Aralık 2013 Perşembe

Cilt Herşeydir :)

Merhabalar..

    Herkeste olduğu gibi cilt bakımı benim için de çok çok önemli. Özellikle en ufak bir sivilceyi günlerce kafama takan bir insan olarak çok çektim çok :) Zaten ergenlik dönemimdeki sivilcelerimden haplarla zorla kurtulmuşum, bir gün uğradığıma lanet okuduğum bir eczaneden eczacının önerdiği ve almam için gaza getirdiği yüz yıkama jeliyle başladı herşey :)

    Çene bölgemde ve dudaklarımın çevresinde sivilceler çıkmaya başladı ve ben yine bir dermatologda aldım soluğu.. Yeniden aynı haplardan kullandım 6 ay ve tabi ki artık cildime kullandığım ürünlerde çok daha dikkatliyim. Karma yada Yağlı bir cilde sahipseniz bahsedeceğim ürünlerden güzel sonuçlar alabilir ve memnun kalabilirsiniz.
  
    Doktorun önerisi üzerine aldığım Bioderma Sebium Foaming Gel ile cildimi temizliyorum. Ayrıca makyaj çıkarmak için de birebir :) Onun dışında ayrıca makyajınızı temizlemek için süt yada başka bir ürün kullanmanıza gerek kalmıyor. Anti bakteriyel etkisi var ve ciltte kuruma yapmıyor. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa kullanıyorum. Aşırı köpüren bir ürün değil. Ama temizlediğini kesinlikle hissediyorsunuz. Ayrıca kısa sürede de bitmiyor verdiğiniz paranın hakkını verecek bir ürün.




   Eveet cildimizi temizledik sıra geldi toniğimize. Yine Bioderma'nın bir ürününü kullanıyorum. Aynı şekilde karma ve yağlı ciltler için. Yüzünüzdeki fazla kiri ve yağı cildinizi kurutmadan temizliyor. Durulama ihtiyacı hissetmiyorsunuz. Yine sabah ve akşam günde 2 defa kullanıyorum. Yüz yıkama jeli gibi bu da kısa sürede bitmiyor.



  Bunların ardından cildimi nemlendirmek için de Bioderma Sebium Mat karma ve yağlı ciltler için parlama önlemeye yardımcı bakım kremi kullanıyorum. Sabahları yüzümü temizledikten sonra kullanıyorum. T bölgesindeki parlamaya gerçekten engel olduğunu söyleyebilirim.






   Bu 3 ürün dışında yüzüm için başka hiçbirşey kullanmıyorum. Sadece haftada bir yada iki defa evde kendim hazırladığım maskeleri yada karışımları uyguluyorum. Hem sıkıntıdan hem de işe yaradıklarını düşündüğüm için :) Onları da daha sonra sizlerle paylaşacağım. 

   Bioderma ürünlerini denemenizi rahatlıkla tavsiye edebilirim. Bahsettiğim ürünleri uzun süredir kullanıyorum ve şimdiye kadar hiçbir şikayetim olmadı. Karma veya yağlı bir cildiniz varsa ve sivilcelerle de başınız dertteyse yada en azından yeniden çıkacağından korkuyorsanız benim gibi :) deneyin derim :)

                                            Hoşçakalınnn =)

24 Aralık 2013 Salı

" İLK " =)

Merhabalar..

İlkler her zaman mutluluk ve heyecan verici.. Belki de uzun bir süre kimselerin okumayacağı bir yazı yazıyorum ama olsun, bu şu anda beni mutlu etmeye yetiyor. Çünkü günlük yaşamıma uğraşmam gereken bişeyler eklenmesi kendimi iyi hissetmemi sağlayacak biliyorum.

Dördüncü Tekil Şahıs olarak kendimden biraz bahsetmem gerekirse :) Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden bu yıl mezun oldum. Tabi ki mezun olmakla iş bitmedi, daha önümde Ağustos'un ortalarına kadar devam edecek bir staj süreci var. İşte bu süreci de atlatıp ruhsatnamemi alınca "mutluluğun dibi" ne vuracağım :)

Çok harika bir öğrencilik dönemi geçirmedim. Koskoca amfide kim kime dumduma, biriyle tanışsan ertesi gün görmüyorsun bile günler sonra görünce de insanın selam veresi bile gelmiyor. Çünkü biliyorsun ki bir daha ne zaman göreceğin belirsiz :) Belki de kalıcı dostluklar kurulmayacağını bilmek insanı selam vermeye bile üşenmeye itiyor. Üniversite hayatı hayalimdeki gibi değildi anlayacağınız. Okulu oldum olası sevemedim. 

Allah'tan yurt hayatım güzel geçti de hatırlanacak anılarım kaldı geriye. Yurttan tabi ki çok şikayet ettim o da var tabi ama güzeldi be :) Çok güzel arkadaşlıklarım oldu, birbirimizi her halimizle bilmek tanımak, bazılarının iki yüzlülüklerini görmek, arkadan konuştuklarını bilmek.. Bunlar hep insan sarraflığında atılan ilk adımlardı :)

Eveet okul bitti ve tekrar 4 yıl önce üniversiteyi kazanmış olmanın sevinciyle hem gülerek hem de ailemden ayrılmanın üzüntüsüyle ayrıldığım anne ve baba ocağıma geri döndüm :) Çok zor verdiğim bir karar oldu ve uygulaması da çok zor oldu. Aile yanında olmak o güveni hissetmek tabi ki bambaşka bir duygu ama o koskoca şehri, İstanbul'u da çok özlüyorum. Arkadaşlarımı, anılarımı, tanıdık bildik sokakları geride bıraktım ve yine başladığım yere geldim. Herşey bıraktığım gibiydi, tek bir farkla.. O fark yalnızlıktı.. Lisedeki dostluklarım hala devam ediyordu fakat herkes başka şehirlerdeydi. Kendimle, Dördüncü Tekil Şahısla başbaşa kalma vaktiydi. 

Kendimle birçok konuda yüzleştim, hiç ummayacağım kararlar aldım, bazen çok zor ve yalnız zamanlar geçirdim, dertlerimi arkadaşlarıma mesajla anlatmaya çalıştım. Ama artık mutluluk vakti, mutluluğun dibine vurma vakti :) Yalnızlık başa gelince çekilmek zorunda tabi :) Ben de kendimi kitaplara, filmlere ve alt yazılı dizilere verdim. Artık başka alternatifler ararken de neden benim de bir bloğum olmasın dedim :) 

Kitap,dizi,film,bakım,makyaj,moda,giyim,yaşadığım olaylar, güncel olaylar gibi çeşitli konulardan bahsedebileceğim bir blog bana da çok iyi gelecek eminim :)

 
Mutlulukla Kalın..