Staj eğitim programı kapsamında yine tuhaf bir mecburiyet bizi bekliyordu stajyerler olarak. Geçmiş Kadınlar Günü için kapalı cezaevine ziyarete gittik bugün.
Kadınlar için iki ayrı koğuş varmış. Ancak bunlar daha çok hücre şeklindeymiş. Çünkü birinde 3 diğerinde 4 kişi kalıyormuş. Yani toplam 7 bayan mahkum var.
Hücreler iki kat şeklindeymiş. Birinci katı oturdukları tv izledikleri yer, ikinci kat ise ranza ve dolapların bulunduğu yer. Biz göremedik hücreleri tabi doğal olarak.
Erkek mahkum oranına göre bayan mahkumların sayısı oldukça şaşırttı beni.
İnsan kendini kadınlar neden bu kadar az suç işliyor diye düşünmekten alamıyor. Aslında normal olan erkeklerin neden bu kadar çok suç işlediğini sorgulamak. Ama her gün berbat haberler izlemekten ve okumaktan birini öldürmek, yaralamak, gasp etmek, hırsızlık vs. gayet olağanmış hissi veriyor insana. Yadırgamıyorum artık. Gördüklerime tepkisizce bakıyorum.
Neyse başa döneyim ben. Önce adliyede buluştuk. Zaten cezaevine girmeden önce sıkı bir aramadan geçeceğimiz söylenmişti. Ki ben savcılık stajı dönemimde bir defa gittiğim için ona göre giyinmiş, takı takmamıştım. Ayakkabıları da çıkaracağımız için sabah sabah çoraplarımın arasında çiçeksiz böceksiz olanları bulmakta çok zorlandım :) Çünkü aksi halde orada bize verilen tuvalet terliği modelinde berbat terliklerle birleşince iğrenç bir görüntü olabiliyor =)
Arkadaşıma ayakkabıları da çıkaracağımızı söylediğimde "neee ben nasıl olsa çizme giydim diye uzun çorap giydim ve onu da pantolonun üzerinden dizime kadar çektim" demez mi =)
Önce tuvalete gidip düzeltmeyi düşündü sonra da "amaan biz bizeyiz boşver " dedi. Tabi orada arama yapan asker ve infaz koruma memurlarını hesaba katmamıştı :D
Önce kayıt kısmında kimliklerimizi verip göz taramasından geçtik. Sonra arama bölümüne geldik. Montlar, ayakkabılar hepsi çıktı. Arkadaşımdaki manzara bir harikaydı. Dize kadar çekilmiş upuzun, gri üzerine pembe kalpli çoraplar :D Bana bir gülme krizi geldi tabi :D
Cihazdan geçerken karşıda bekleyen infaz koruma memurunun ve tabi ki bize yardımcı olan askerin o bakışlarını hiç unutmayacağım. Kızlardan soğumuş olmalılar :D
Neyse cihazdan geçme işlemi de bitti. Ayakkabıları giydik. Tabi biz her şekilde dıııt dıııt diye öttüğümüz için ayrı odada elle arama yaptılar.
Sonunda prosedür bitti ve cezaevi müdürünün odasında birer çay içtikten sonra avukatla görüşme odalarını gördük ve ayrı bir odaya geçtik.
Bayan mahkumlara haber verildi. Sadece 3 tanesi bizimle görüşmek istemiş. Diğerleri gelmedi. Bizimle gelen 4 bayan avukat vardı. Mahkumlar onlara merak ettikleri şeyleri sordular.
Bir tanesi 8 aylık bebeği olduğunu söyledi. "Neden yanınıza almak istemiyorsunuz" deyince "hücre çok soğuk burada ona bakamam" dedi. O anda oturduğumuz yer oldukça soğuktu. Montlarla oturuyorduk. Bunun üzerine diğer bayan "şu an burası ılık bizim için, içerisi daha da soğuk" dedi. Biz tir tir titrerken!
Oradaki koşullardan bahsederken cezaevinde bile kadın olmanın ayrı bir zorluğu olduğunu anladım. Bayan mahkumun da dediği gibi "KADIN OLMAK HER YERDE ZOR"
Onlar konuştuğu süre boyunca acaba hangi suçlardan dolayı buradalar diye düşünmekten alamadım kendimi. Sonunda muhabbet oraya kadar geldi tabi. Bir tanesi "cinayetten hükümlüyüm" deyince tüylerim ürperdi. Oysa yüzü o kadar masum görünüyor ki insan nasıl yapmış ya diye düşünüyor.
8 aylık bebeği olan uyuşturucudan hükümlü olduğunu söyledi. "Kullanıyor musun" diye sorulunca da "hayır ticaretini yaptığım için buradayım" dedi.
Bir yandan kendi bebeğine kavuşmak için çareler arayıp sorular sorarken bir yandan da başkalarını zehirleyerek para kazandığını öğrenmek insana tuhaf şeyler hissettiriyor.
Diğeri bu suç konusuna girmedi. Söylemek istemedi sanırım. Biz de sormadık.
Cezaevinde yapılan birçok sosyal aktivite var. "Bunları yapabiliyor musunuz" diye sorduğumuzda ise "sayımız çok az olduğu için böyle bir imkan yok" dediler.
Sanki yapabileceğimiz birşeyler varmış gibi avukat olan bizimle gelen bayanlar "bizden istediğiniz birşey var mı" dediklerinde suratımıza boş boş bakışları gözümün önünden gitmiyor. O bakışlar ne istesek yapabileceksiniz ki, açabilecek misiniz bu kapıları ardına kadar der gibi bakıyor.
Geçmiş kadınlar gününü de kutladık. Ama bunun onlar için çok önemli olmadığının da farkındaydık. Onların aklı sadece dışarıda onları bekleyen çocuklarında, sevdiklerinde, ailelerindeydi.
Her biri gözlerimizin içine bakıyordu. Nasıl da şanslısınız der gibiydi bakışlar. Buradan koskoca bir dünyaya açılacak kapılar...
Onlar ise bizim yanımızdan ayrıldıktan sonra küçücük ve dört duvar arasındaki buz gibi dünyalarına geri döneceklerdi. Yeniden sevdiklerini ve özledikleri şeyleri düşünmek üzere...
Evet belki işledikleri suçlar nedeniyle kanunları, toplum düzenini ihlal ettikleri için oradaydılar. Cezalarını çekmek zorundaydılar. Ama koşullar böyle mi olmalı? Yada nasıl olmalı?
Bence dört duvar arasında kapalı olmanın, özgürlüğün kısıtlanmasının ceza çekmek için yeterli olduğunu düşünüyorum.
Daha ne olsun ki? Sevdiklerin yanında yok, gökyüzünü görüp nefes alamıyorsun, güneşi görmüyorsun, istediğin anda istediğin şeyi yapamıyorsun, belki istemediğin insanlarla yıllarca bir arada yaşamak zorundasın ve yazmadığım, belki de hiç aklıma gelmeyecek bir sürü zorluk... Ceza çekmek için bunlar yeterli bence.
Ne suç işlemiş olursa olsun insani koşullar altında yaşamalılar. Bu koşullar ortalama sayılacak şekilde olmalı. Tabi ki 5 yıldızlı otel gibi de olması beklenemez. Ama en azından sıcaklık ve hijyen açısından biraz daha geliştirilmeli olanaklar. Ve sosyal aktivite bence o insanların topluma tekrar kazandırılabilmesi için mutlaka gerekli.
Sohbetimiz sona erdi. Kalkıp tokalaştık ve sadece "Allah kurtarsın" diyebildik. Üçünün de gözleri doldu. Kim bilir neler geçti akıllarından? Neler hayal ettiler? Tabi ki bize ağlayacak halleri yok. Bizler 20 dk muhabbet ettikleri birkaç yabancıyız sadece. Onların gözlerini ıslatan şey sevdiklerine ve hayata duydukları hasretti. Özgürlük için dolmuştu gözleri. Çünkü onlar bize bakınca karşılarında bizi değil, özgürlüğü görüyorlardı.
Arabada gelirken düşündüm. Onların yerine koydum kendimi. Çok zor. Ve o kadar ince bir çizgi ki. Her an,herkes orada olabilir. Biz de orada olabiliriz. Suç işlemek için illa psikopat olmak gerekmiyor. Bir anlık sinir krizi, bir anlık cinnet bizi oraya götürebilir. İnsan yarın ne olacak bilemiyor.
Ve çok şanslı olduğumu bir kez daha anladım. Cezaevinden çıkınca havayı içime çekip ciğerlerime doldurdum. Hissettim nefes aldığımı. İlk defa bu kadar içten...
Sonra dönüp o buz gibi binaya baktım. Demir kapılar ardında yaşamaya çalışan ve dışarıdaki hayat mücadelesinde olmayı hayal eden onlarca insan....
Ve tabi ki kafamı kaldırıp maviliğe baktım, gökyüzüne...Düşen yağmur damlalarını tenimde hissetmek kadar güzel bir şey olabilir mi?
Özgürlük kadar değerli bir şey daha var mı?
Farklı bir deneyim yaşamışsınız...Hem kadın olmak hem de kadın mahkum olmak zor...Hele bir de anne isen işler daha da güçleşiyor...Özgürlük gibisi gerçekten yok...Allah içerideki ve dışarıdaki kadınların yardımcısı olsun...Bizler dışarıdayız ama ne kadar özgürüz? Kaleminize sağlık...Güzel bir yazı...Sevgiler...
YanıtlaSilHaklısın dışarıda olmamıza rağmen özgürlüğümüzün etrafı duvarlarla çevrili. Ama o insanları görünce buna da şükrediyorum. Allah sabır onlara ve sevdiklerine sabır versin.
SilTeşekkür ederim.
iyi geceler :)
TÜYLERİM ÜRPERDİ DİYEBİLİRİM. BENCE BU TÜR İNSANLARLA TOPLUMDAKİ SUÇ İŞLEYEBİLECEK KİŞİLERİN GÖRÜŞMESİ GEREKİR. YABANCI BİR BELGESELDE İZLEMİŞTİM. DİYELİMKİ TİNERCİ , SUÇ MAHALİNE YAKIN ÇOCUKLARIN HAPİSHANEDE BİR ARKADAŞLARI OLUYORDU VE ONLARIN HAYATLARININ GÖZLEMLİYORDU. ONLARDA ÖZGÜRLÜKLERİNİN ELİNDEN ALINDIĞI İÇİN BAHSİ GECEN COCUKLARA DAHA FARKLI YAKLAŞIYORDU VE ÇOCUKLARIN HAYATLARINA BAKIŞ AÇILARIK DAHA FARKLI OLUYORDU. GÜZEL BİR PAYLAŞIM OLMUŞ ELİNE VE ORDA ONLARA DAYANABİLEN YÜREĞİNE SAĞLIK
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Benim için de çok zor bir tecrübeydi. Bir yandan suç işlemiş tabi ki çekecek cezasının derken bir yandan içim acıdı gerçekten. Aslında söylediğin güzel bir fikir belki potansiyel suçlular için caydırıcı bile olabilir. Ama uygulanması oldukça zor.
SilAhh bilemiyorum ki ne düşünsem... Dediğin gibi öyle ince bir çizgi ki iki tarafa da düşebilirsin... Hapishanedeki insanların (kadın-erkek) orada olma sebepleri... Bence bizler "iyi ve suçsuz insanlar" olduğumuz için her koşuldaki insana "acıma" ile bakabiliyoruz... Senin de yukarıdaki yorumlarda dediğin gibi "suç işlemiş, belki çocuğunu öldürmüş, belki kocasını" sebebi ne olursa olsun, sadece kapalı kapılar altındaki ceza bile yetmeyebilir gibi geliyor bana... Ama çok zor bir konu... Bilemedim...
YanıtlaSilÇok ince bir çizgi hem de. Mesela en basit örnek araba kullanirken bir anlık bir hatayla birinin hayatını bitirebilir ve kendimizi orada bulabiliriz. Allah kimseyi dusurmesin çok kötü. ceza konusuna gelince gerçekten çok zor bir konu.. cezanın insani akillandirirken bir yandan da topluma tekrar kazandirmasi gerektigini düşünüyorum. Ama nasıl işte onu bilmiyorum :)
Silonlar dua etsinler E tipi ceza evinde kalmıyorlarmış yoksa pisliğin bini bin para bende ceza evi istihbaratta askerlik yaptım her çeşit insan var dışardan melek gibi görünen o kadar çok cani kadın tanıdımki sayısı belli değil..ama özgürlük gibisi yok:) yaşasın özgürlük :)
YanıtlaSilGittiğim cezaevi de E tipi Kapalı cezaeviydi. Tabi ki hicbiri masum degil gorundukleri gibi. Sonucta suc isleyip birilerinin canını yaktiklari icin oradalar ve cezalarını cekmek zorundalar. Kesinlikle yaşasın özgürlük :)))
Silhapishane hiç görmedim ya. galiba bi görmek lazım desene. film gibi sölediklerin.
YanıtlaSilFarklı bir tecrübe. O an hissettiklerim çok tuhaftı deep. Görmek lazım demiyorum açıkçası Allah düşürmesin diyorum :)
Silçok garip ya bir yandan öldürülen ya da zarar gören kişinin ailesini düşünüp bunu yapana lanet ediyorsun ama diğer taraftan onların o hallerine hapishanede yaşadıklarını görünce onlara bile merhamet duyuyorsun yazını okurken hissettiğim şeyler bunlardı allak bullak oldum okurken anladım ki işin gerçekten çok zor Allah kolaylık versin canım:)
YanıtlaSilSağol canım :) Allah hepimize kolaylık versin. Her işin sıkıntıları var. Karşımdaki ne kadar kötü bir insan olursa olsun. Merhamet duygusuna engel olamıyorum sanırım. Bu da karşımdakinin ne olursa olsun bir "insan" olmasından kaynaklanıyor. Tabi onlar suç işlerken insanları düşünmüyorlar ama hayat işte :)
Sil