Sabahın erken saatlerinde sanki bir felaketi haber verirmişçesine çalan telefonun sesine uyandı. Uyku haliyle rüya mı gerçek mi olduğunu algılamaya çalıştı. Evet evet, gerçekten çalıyordu. Yanında uyuyan 4 yaşındaki oğluna baktı. Eğer o da uyuyorsa saat çok erken olmalı diye düşünerek apar topar yorganın altından çıkıverdi. Bu saatte insan güzel bir haber için aramazdı ki.
Arayan kendisinden kilometrelerce uzakta yaşayan annesiydi. Telefonu açtığında ise duyduğu sesi algılayamadı bir an. Annesi değil ablasıydı. İyi de ablasının bu saatte orada ne işi vardı ve neden onu arıyordu ?
Ablası sakin olmaya çalışan bir ses tonuyla "Telaşlanma ama annem yeniden rahatsızlandı, illa seni görmek istediğini söylüyor. Ben de sabredemedim erken aradım seni" diyordu. Ama annesini telefona istediğinde ısrarla lafı dolandırıyordu.
Bu konuşmanın üzerine oğlunu uyandırıp apar topar hazırlanıp yola çıktılar. Gece nöbette olan ve henüz eve bile gelmemiş olan kocasını yolda giderken aradı. Annem rahatsızlanmış demesine rağmen adam hala "ben gelmeden, bana sormadan nasıl evden çıkarsın" diyerek öfkesini kusuyordu. Yol boyunca korktuğu şeyle karşılaşmamak için dua etti.
Evin olduğu mahalleye vardığında koşar adımlarla, oğlunu da kolundan çekiştirerek hızlı hızlı ilerlemeye başladı. Her adımında içindeki çığlıkları bastırmaya çalışıyordu. Oğluysa anlamadığı,algılamadığı bir çok soru sorarak onun adımlarına ayak uydurmaya çalışıyordu. Sadece arada "anne yoruldum ben" dediğini duyar gibi oluyordu. Oğlunu kucağına aldı ve hızlı adımlarla yürümeye devam etti. Evin bahçesine yaklaştıkça bir çok insan sesi duymaya başladı. Kalp atışlarını vücudunun her zerresinde zonklama şeklinde hissediyordu. Bahçenin önüne geldi ve görmekten korktuğu manzarayla karşılaştı. Telefonda annesinin rahatsızlandığını söyleyen ablası hıçkırıklara boğularak ağlıyordu.Hıçkırıklarının arasında ağzından arka arkaya aynı kelime dökülüyordu."Annem,annemm"
O an bu kelimenin aslında kendisine dünyaları ifade ettiğini anlamıştı. Bacaklarının uyuşmaya başladığını ve birinin kucağından oğlunu aldığını hayal meyal hatırlıyordu.Çocukluğunun gençliğinin geçtiği odada açtı gözlerini. Etrafını çevreleyen bir kaç kişi "ayıldı, kendine geldi" gibi birşeyler mırıldanıyordu. Karşılaştığı manzara belirdi bir an gözlerinde. "Annemi gösterin bana" diyerek fırlamaya çalıştı yattığı yerden ama engel oldular ona. O yatarken ablası ağlayarak annesinin öldüğünü söyledi. Ölüm kelimesi hiç yakışmamıştı annesiyle aynı cümleye. Kabul etmedi, kabullenemedi. Boğazını yırtarcasına "ölmedi" diye çığlıklar atmaya başladı. Annesinin mezarına toprak atılırken bile inanamadı.
Günler sonra aklına kocası geldi. En zor zamanında yanında olması gereken asıl insan oydu. Ama yoktu. Zaten daha farklı davranmasını da bekleyemezdi ondan. Tanıdığı,aşık olduğu adam nasıl da bu hale gelmişti 5 yılda. O anda kendine acıdı. Annesinin öğütleri geldi aklına. "Bak kızım, evliliğin acelesi yok okulun bitsin hele bir öğretmen ol yine evlenirsiniz. Evlilik için okul mu bırakılır? Emek verdin sen bugünlerin için" ve bunlara benzeyen daha bir çok cümle.
Ama yok, dinlemedi annesini. O kocam dediği adam da "ben ailemi kimseye muhtaç etmem senin okulunu bitirmene gerek yok, bak tayinim çıkacak gideceğim buralardan yıllarca hasretlik mi çekeceğiz okulun bitecek diye" diyerek ikna etmişti onu. O zamanlar için aşk galip gelmişti işte. Ama ya şimdi?
Kaç gün geçtiğinin bile bilincinde olmadığı bir anda artık evine dönmesi gerektiğini hatırladı. Her gün acıyla uyanıyordu. Belki kendi evinde oğluyla birlikte aşabilirdi bunu. Dönüş vaktiydi artık. Otobüste hayatının en değerli varlığını kaybettiğine inandırmaya çalıştı kendini. Oğlunun minik elleri gözlerinden düşen yaşları silerken yapabildiği tek şey onun mis gibi kokusunu içine çekmekti. Teselli eden bakışlarını gördükçe daha çok ağlıyordu.
Evine girdiğinde kocasının buz gibi bakışlarını üzerinde hissetti. İçinden "belki aramız düzelir, bu durumdayken de bana soğuk davranacak değil ya" diyerek bekledi. Adam yaklaştı, yaklaştı... Oğlunu kucağına alıp hiçbirşey demeden arkasını dönüp odaya gitti. Oysa birşey demesini beklememişti. Tek istediği eskisi gibi ona sarılması ve desteğini hissettirmesiydi. Ama olmadı. O koskoca adam minicik yüreğiyle kendisini teselli etmeye çalışan oğlu kadar olamadı.. Kocasının buz gibi bakışlarından kendisini daha zor günlerin beklediğini anlamıştı.
Haftalar geçmesine rağmen her sabah kalbindeki ağır yük ve acıyla uyanıyordu. Ve hiçbir sabah bu acıyı anlamlandıramıyordu. İnanamıyordu,kabullenemiyordu annesinin öldüğünü. Çoğu sabah olduğu gibi o sabah da kocasını uyandırıp "bana ne oldu, neden kendimi çok kötü hissediyorum, kalbimdeki bu yük neden" diye sormuştu.
Adam yataktan kalktı ve "sen benimle dalga mı geçiyorsun. her sabah aynı şey bıktım artık öldü annen öldü öldüüüü. Anla artık anlaa" diye tükürürcesine sıraladı kelimeleri. İşte o anda sağ yanağına inen bir darbeyle kafası yastığa düştü.
Evliliği boyunca yiyeceği tokatların ilki oldu. Ne acı hissetmişti ne de kızgınlık... Aklına gelen tek şey annesinin öğütleri oldu...Bundan sonra yaşayacaksa bunun tek sebebi masum,küçük bir yürekti...
Evliliği boyunca yiyeceği tokatların ilki oldu. Ne acı hissetmişti ne de kızgınlık... Aklına gelen tek şey annesinin öğütleri oldu...Bundan sonra yaşayacaksa bunun tek sebebi masum,küçük bir yürekti...
Tedavi olmasi gerektiğini hissediyordu. Ama neyi nasıl nereden başlayarak anlatacagindan emin değildi
***
Bu yazımı Kafa Dergi gibi dramim olarak adlandırabilir miyim acaba ? Neden olmasın ? Bence olabilir :) Kafa Dergiye teşekkür ederim beni dramimlediği için.Çok çok geç kalmış bir mim oldu ama kisa surede bir anda yazilacak gibi degildi.özür dilerim kendisinden.Bu aksam taslaklardaki mim cevabimi da birkac duzenlemeden sonra yayinlayacagim :) (telefondan yazılan bir yazi oldugu icin dramimi cevaplamisim gibi anlasildigindan duzeltilen ve guncellenen paragraf. Bu yeni bir dramim anlayacaginiz :)
Bir daha da telefondan post yayinlamam :D insan bazi seyleri gozunden kacirabiliyor.
Yazarken tek hissettiğim şuydu; keşke gerçekten yaşanmış birşey olmasaydı. Ama maalesef ...
Bir daha da telefondan post yayinlamam :D insan bazi seyleri gozunden kacirabiliyor.
Yazarken tek hissettiğim şuydu; keşke gerçekten yaşanmış birşey olmasaydı. Ama maalesef ...
Hepinize güzel bir haftasonu diliyorum.
İyi geceler...
öff çok acımasızsın be!Ben hususi yazmıom sen !!!
YanıtlaSilPlaza Sesi
SilAma ama ben moral bozmak istemezdim :( Fakat yazmak istedim, öyle işte :)
Adamda ki nasıl bi vicdan anlamıyorum. Anne bu ya anne. Herşeyi geçtim aşık olduğun kadının annesi, vurduğuysa aşık olduğu(!) kadın.
YanıtlaSilZamska
SilBilmiyorum, anlam veremiyorum bir insanın nasıl böyle değişebildiğine :(
Gözlerim buğulu bir şekilde okudum...
YanıtlaSilGerçek hayata ayna tutan bu hikayeler hep çok acı ki malesef...
Kendi şehrimi pek sevmeyen biri olarak ve bir gün başka bir yerde yaşama ihtimali ve düşüncemden dolayı annemden özür dilemek geldi içimden bunu okuduktan sonra...
Çok teşekkür ediyorum gönülden...
Jysra Reçani
SilMalesef çok acı... İnsan çevresinde gördükçe daha bir üzülüyor.
Sevdiklerimizden uzakta olmak çok korkutucu geliyor gözüme bazen.
Ama mecburiyetler yada tercihler öncelik halini alıyor işte..
Ben teşekkür ederim.
Büyük korkularımızdan anne kaybı. Allah uzun ömürler versin onlara. Çok doğru bence anne sözünden çıkmak yanlış çok şükür dinliyoruz sözlerini. Onların tam olarak bildiği bir şey olmasa bile muhakkak hissediyorlar. İyi ki varlar.
YanıtlaSilGüzel yazmışsın, duygular hissediliyor. Dediğin gibi belki de gerçekten yaşandığından.
şenay benderli
SilHem de çok büyük bir korku. Amin tatlım.
Anneler nasıl bilmiyorum ama bir şekilde hissediyorlar gerçekten. Belki biz de anne olduğumuzda anlayacağız bunun nasıl olduğunu.
Teşekkür ederim. Gerçek olmasının da çok büyük bir etkisi var tabi ki.
Ay sonunda yapan oldu :D
YanıtlaSilKitlendim ben bu mimde yapamam heralde :)
Çok güzel yapmışsın ama sen canım benim :*
Seymacim yazimi pek aciklayici yazamamisim telefondan yazınca. Yanlış anlamakta haklısın :) ama bu dramimin cevabi degil.taslaklarda henüz cevap. Biraz daha eklemeler yapip aksama yayinlayacagim :) bu yazıyı paylasmak istedigim için yazmıştım ve aklıma dramim gelince yeni bir dramim gibi olmasını istedim :)
SilŞeymacım kaçış yok üzgünüm yapman lazımmm :)
SilHem de benimki de eklendi üstünee :)
Ama çok merak ediyorum noluuur :(
Nee yaşanmış mıydı :(
SilKör gözüm orayı okumamışım ki ben ;(
Tamam anlaştık şu bunalımımdan bi çıkayım yazacağım ;*
Seyma Tanis
SilMalesef tatlım :(
Tamam canım. Sen kendini ne zaman iyi hissedersen ben okumaya hazırım :)
Bunalım halinden kurtul sen yeter ki. Kıyamam ki sana :*
Yerim seni ya canımsın :*
SilMerhaba... ama siz benim dramimime mi cevap verdiniz yeni mi oluşturdunuz anlamadım efendim :)
YanıtlaSilMerhaba :) bunu yazarken aklimda hic böyle birsey yoktu ama yazdiktan sonra dramim geldi aklıma yeni olusturmus okdum :) senin dramimin cevabı şu anda taslaklarda biraz daha düzenlemem gerekiyor. Aksama yayınlamış olacağım ama :)
SilSonra gelip bana niye evliliğe karşısın diyolar. Sevdiğin adam sövdüğün adama dönüşüyor işte.. Çok hüzünlendim :(
YanıtlaSilMien
SilYaşayan birinden dinlemek çok daha fena. İnsan inanamıyor :(
ne biçim adamsın sen ya,geber yani.Bir sebebi olmalı.Bir insana evlenirken o sözü verip sonradan böyle davranmak nedir?
YanıtlaSilçok kötü bir hikaye,gerçek olduğunu bilmek daha da kötü
gizemlikimlik
SilBu gerçek hikayelerden o kadar çok var ki. Bazılarının farkında bile değiliz. Kimi çiftler başkalarının yanında gayet uyumlu görünürken evde bambaşkalar.
o kadar güzel yazmışsın ki eline sağlık harika bir anlatım olmuş tatlım . tebrik ederim seni. hikayenin gerçekliğine üzüldüm çok. maalesef insansı hayvanlardan çok etrafımızda . inşallah hikayedeki kadın o adamdan bir an evvel kurtulur diyorum.
YanıtlaSilKreatif Baskan
SilTeşekkür ederim.
Malesef gerçek olduğunu bilmek çok can sıkıcı.
En büyük dileğim o ama biraz zor gibi görünüyor.
Gözümden yaş geldi be.
YanıtlaSilBöyle olmamalı eş dediğin bu değil ki.
Ama ben çok etkilendim ya bundan.! :(
selma yunak
SilKesinlikle bu değil olmamalı da zaten :(
Biz etkileniyoruz ama bir de yaşayana sormalı :(
çok fenaymış bu yahu..
YanıtlaSilBilal Aydın
Silmalesef..
etkilendim ben,zaten sulu zırtlağın tekiyim
YanıtlaSilHavva Peynirci
Silaynen ben de öyleyim.Yazarken de fena oldum.
oyyyy :( tam benim gözlerime layık
YanıtlaSilağla ağla dur şimdi
minik mini
SilYaa üzülme amaa :(