Blog yazmaya başladığımda tanıdığım ilk bloggerlardan biriydi Deep. Bloğuna şöyle bir göz attığımda blog yazmayı gerçekten de ciddiye aldığını farketmiştim. Yeni tanıdığı bloggerları tanıtması, her gün en az bir yazı yazması,yorumlarına düzenli şekilde cevap yazması ve okuduğu blogları yorumsuz bırakmaması blogla severek ilgilendiğini gösteriyordu zaten.
Başlarda bir kitabı olduğunu bilmiyordum. Öğrendiğimde aldım alacağım, dur elimdeki kitapları bitireyim derken zaman geçiverdi. Burada baktığım kitapçılarda da bulamamıştım. Ve sonunda internetten aldığım kitapların içine SADE VE DERİN'i de kattım.
Deep'in bloğunu elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Her ne kadar yüzyüze bir tanışma olayımız olmasa da insan bir süre sonra tanıyormuş gibi hissediyor işte :) O yüzden kitaba merakla başladım. Acaba blogda yazdığı yazılardan farklı bir tarzda mı yazmıştır diye merak etmiştim hep.
Aslında Deep gayet olduğu gibi yazıyor. Kitabında da bloğunda da tarzı aynı ve çok severek okudum Sade Ve Derin'i. Farklı bir tarzda yazsa belki de yadırgayabilirdim :)
Kitap 8 bölümden oluşuyor.Sanat,Aşk,İnsan,Yaşam,Gelişim,Mevsimler,Tarih ve Denemeler. Her bölümde de birer ikişer sayfalık yazılar var.Belki de beni sıkmamasının en önemli sebebi buydu. Bahsettiği konular oldukça "bizden"di. Sanki sohbet edermiş gibi bir dili var ve tıpkı bloğundaki gibi samimi Sevgili Deep :)
Aslında ben bu tür kitapları fazla okuyamam.Yani farklı farklı bölümler, farklı konular barındıran birden çok şeyden bahseden kitapları okuyamıyorum pek.Bana olaylar,kurgular,kahramanlar olacak :) Gereksiz bir önyargıya sahibim bu konuda. Bunun sebebi de Elif Şafak Medcezir kitabı. Ondan sonra bu tür kitaplardan uzak durdum nedense. Onu okurken çok sıkılmıştım çünkü. Zar zor bitirmiştim.
Ama Deep takip ettiğim bir blogger olunca merak duygusuyla bu önyargımı bir kenara bıraktım. Hiç sıkılmadan, bazen gülümseyerek bazen de haklı olduğunu düşenerek severek okudum Sade Ve Derin'i. Belki de Deep sayesinde önyargımdan kurtulmuş oldum. Demek ki bir yazı tarzını sevdirmek de yazana bağlı :)
Bence SADE VE DERİN en yakın zamanda kitaplıkta yanında duracak bir arkadaşı hakediyor :)) Evet Deep artık ikinciyi bekliyoruz :)
Bu arada kitap kapakları benim için oldukça önemli. İster istemez okuduğum kitapları ona göre seçiyorum bazen. Bu yüzden hayal kırıklığına uğradığım da oluyor ama olsun. Sade Ve Derin'in kitap kapağı da çok hoş. Sanki 3 boyutlu gibi hissediyorum fazla bakınca :D
Deep'in kitaptaki en sevdiğim, kendimi bulduğum yazıları şunlar oldu:
*Hayat Sen Git Ben Geliyorum
*Ya 100 Yıl Önce 1-2-3 (Favorim kesinlikle :))
*Sahildeki Yağmurlu Ayak İzleri
*Dünyanın Gözüne Vuruyoruz
*Sahildeki Kuşlar Ve Konserve Açacağı.
***
Bunlar da okunma sırasını bekleyen bebeklerim :)) Sevdalinka'yı hep okumak istemiştim ama ertelediğim romanlardan biriydi. Kapalı Gişe Yalnızlık çok satanlar listesinde dikkatimi çekmişti ve içerik olarak hiç bilmeden aldım internetten. Biraz hayal kırıklığı oldu benim için Ahmet Batman tarzı sanırım biraz. Kuyucaklı Yusuf ve İçimizdeki Şeytan hep ağır romanlar gibi hissettirmişti bana. Bu yüzden sürekli erteliyordum. Ama çok satanlar listesinde sık sık karşılaşınca artık görmezden gelemedim. İçimizdeki Şeytan'a başladım ve gayet iyi gidiyor şimdilik. Mutlu Olma Sanatı ile de şöyle tanıştım. Sabahları Fox'ta Çalar Saat diye bir program var İsmail Küçükkaya sunuyor. Hıh işte orada zaman zaman bu kitaptan bazı alıntılar okuyordu ve çok hoşuma gitti. Okumalıyım diye düşündüm.Mavi Saçlı Kız ben ortaokul dönemindeyken arkadaşlarımın okuduğu bir kitaptı yanlış hatırlamıyorsam. Tamamen gerçek olması beni çeken yanı oldu. Yabancı da hep aklımda olan bir kitaptı onu da edindim sonunda. Ve son zamanlarda bayıldığım bir yazar olan Sarah Jio'nun okumadığım tek romanı Son Kamelya'yı da almış oldum.
Son kitap alışverişim böyleydi. Tüyap'a gidemeyen zavallının tesellisi de böyle internet sitelerinden olur işte :)
Şaka bir yana İdefix ve Kitapsihirbazı bu konuda çok iyiler. Arada göz atabilirsiniz bence :)
İyi geceleeer :)