12 Mayıs 2014 Pazartesi

Üstünlük Mü??

Bugün büroya avukatın bir arkadaşı geldi. Emekli hakimmiş kendisi. Erken emekli olduğu için de avukatlık yapmaya karar vermiş ve büro açacakmış. O kadar mütevazi bir adamdı ki. Bilmiyorum diyebilmek ve bunu demekten utanmamak bence erdemlerin en büyüğü. Adam hiç çekinmeden ve bundan utanmadan bana (ki zaten çekinecek bir şey de yok)

"Ben bu mesleğe yeni başlayacağım. Püf noktalarını öğrenmek için geldim. Şu an sen yeni mezun olmuşsun, stajyersin ama avukatlık alanında benden daha çok şey biliyorsun" dedi. Önce laf olsun diye söylüyor sandım. Ama gerçekten de dediği gibi birçok şeyi yeni öğrenecekmiş onu anladım. 

Serbest meslek makbuzu, ücret sözleşmesi, serbest meslek kazanç defteri, muhasebe, dilekçelerle ve vergilerle ile ilgili sorular sordu. Dilekçe örneklerini bir flash belleğe atıp ona verdik, bürosunu açtığında elinde örnek bulunsun diye. 

Merak ettiği bir çok soru sordu ve hiç bir mahcubiyet ifadesi yoktu yüzünde. Herkes herşeyi bilmek zorunda olmadığı gibi o da hakim diye hukuk alanındaki tüm işleri bilmek zorunda değil. 

Aslında önüne her gün onlarca dilekçe geliyordur ama önüne gelen dilekçeyi okumak farklı bir de emek vererek o dilekçeyi yazmak farklı iş. 

Hakim, avukat, savcı... Hepimiz hukuk fakültesinden mezun oluyoruz. Ama tercihlerimize göre bu mesleklerden birini seçiyoruz. Her birinin yaptığı iş bambaşka ve bunlar birbirinden tamamen ayrı meslekler. Ama nedense hakim ve savcıların çoğu kendilerini tüm insanlardan olduğu gibi avukatlardan da üstün görüyorlar. Vatandaşlar da avukatlar da dahil herkesin kendilerinden, otoritelerinden korkmalarını, çekinmelerini istiyorlar. Oysa insan adaletin, hukukun temsilcilerinden korkmamalı. 

Duruşma sırasında bir tripler, avukatı ezme çabası.. Abartılmış ve şişirilmiş egolarıyla birlikte insanları küçümsemeye bayılıyor çoğu. Ama bir yandan buna sebep olan da avukatlar. Çünkü geneli hakim ve savcılara "efendi" gözüyle bakıyorlar. Konuşurken bile "efendim" diyorlar. Sürekli başları eğik. Kimse kimsenin efendisi değil. Herkes işini yapsın. Benim bakış açım her zaman bu olacak. 

Hakim, savcı kendini her açıdan üstün görüyor avukattan. Neymiş efendim o hakimmiş, o karar veriyormuş! Bu herşeyi bildiğin anlamına gelmez, gelemez.. Duruşmalarda öyle şeyler oluyor ki, hakimin o konuyu bilmediği her halinden belli ve ona rağmen o kadar ukala davranıyor ki. Bilmiyorum diyemediği için daha çok rezil oluyor. Ya bilmiyorum de işte ne var bunda!

Üstünlük tartışmasına girecek olursak eğer ben de -henüz daha stajyer olmama rağmen- bugün gelen beyefendiden üstünüm o zaman! Çünkü benim çoktan öğrenmiş olduğum şeyleri yeni öğreniyor. Bu üç meslek arasında astlık-üstlük ilişkisinin olmadığını bir kez daha görmüş oldum böylece. 

Sonuç olarak bu üçü birbirinden tamamen farklı meslekler olup hiç biri diğerinden üstün değildir.  Keşke hakim ve savcılarımız bugün gelen beyefendi gibi egolarını yenmiş olabilse ve şayet bilmiyorsa bilmiyorum diyebilse. Keşke biraz aşabilseler aşağılık komplekslerini. Ama maalesef geneli o kadar ukala ki. 

Ve bugün bir kez daha anladım ki. Bilmiyorsan göğsünü gere gere bilmiyorum diyeceksin. Bundan utanmayacaksın. Yeni öğrenmek hiç bir zaman mahcup olmayı, utanmayı gerektirmez. 

Tekrar söylüyorum, cümlelerim tabi ki bir genelleme değil. Herkesin böyle olduğunu iddia etmiyorum. Sadece mütevazi olan ve insanlara yukarıdan bakmayan çok az hakim ve savcı ile karşılaştım. Bugünkü beyefendi de onlardan biriydi.

Egoların yok olduğu günlere kavuşmak dileğiylee :))


32 yorum:

  1. Sadece onlarda değil, her meslekte var bence bu.. Hatta toplumda. Ego karakteri aşınca, onu eziyor resmen, karakter namına hiçbir şey kalmıyor. Söylediklerine kesinlikle katılıyorum, bilmemekten utanmamalı insan..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi ki haklısın Mien. Toplumun her kesiminde ve her anında var bu. Ego bence insanı kendine ait olduğunu sandığı başka bir aleme sürüklüyor :)

      Sil
  2. İşte bunlar hep 'edep' duygusundan yoksun olmanın verdiği ukalalık, egosuz bir dünya mı evet bir kilo alabilir miyim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi keşke olsa da birkaç kilo birden alsak Myna :)

      Sil
  3. Hakimlik sınavına hazırlanacak yeni mezun adayı arkadaşım nasıl olacak acaba, diye geçirdim içimden :)

    YanıtlaSil
  4. Hangi meslekten olursa olsun egolarından arınmış, mütevazı bir insan kendini taçlandırmış erdemli bir insandır. Bu insanlar aynı zamanda kibirin zerresini taşımazlar, yürekleri tertemizdir.
    Bu tür beyefendi ve hanımefendilerle daha sık karşılaşman dileğiyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Zeugma, umarım daha sık karşılaşırım. Öyle olunca insanın içten bir şekilde saygı duyası geliyor :)

      Sil
  5. bilmemek değil öğrenmemek ayıp diye bi söz vardı nasıl böylemiydi ki böyle bir şeydi işte.

    YanıtlaSil
  6. Aslında insan ilişkilerinde ne büyük bir kalem bu... Birbirinden üstün olmaya çalışmalar, kanıtlama savaşları, ezmek, dışlamak, itelemek, çekelemek... Hem mesleki hem de sosyal yaşantımızda herkesi bir birey ve farklı yetenek-bilgi birikimi olan insanlar olarak görsek ne güzel olur. Hem birbirimizden çok şeyler öğreniriz, hem de huzurlu bir ortam olur.

    Çok güzel olmuş ama yazın, ne güzel şeyler düşündürdü bize, eline sağlık ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim canım benim :) Keşke herkes biraz mütevazi ve hoşgörülü olmaya çalışsa. Birbirini ezme çabalarıyla insan insan olmaktan çıkıyor :(

      Sil
  7. varmıymış öyle insanlar ya ne kadar ilginç benzerine az rastlanır bi olay yaşamışsın:):) ama gerçekten helal olsun adama. Bir de şöyle birşey var ama, karşında soru sorduğun kişi de bunu kaldırabilmeli, cevap verirken bu ne ya bu zamana kadar öğrenmemiş mi dememeli. Aslında 2 tarafta senin bu yazdıklarının farkında olmalı işte o zaman öğrenmek çok daha keyifli olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Varmış valla. Türünün son örneklerinden birkaç tanesiyle karşılaştım :)
      Tabi ki karşıdaki kişiye de bağlı. Eğer soru sorulan kişi küçümse bir şekilde cevaplarsa insan sormaya çekinir zaten ister istemez. Keşke herkes biraz hoşgörülü olsa.

      Sil
  8. Ah şu ego:))Kimileri iyi bir şey olduğunu savunsada ben tam tersini düşünüyorum...ego insana zarar verir bence...dediğin gibi herkes herşeyi bilmek zorunda değil...bilmiyorsan da mevkii ne olursa olsun sorup öğrenmek bana kalırsa insanın kendine olan özgüvenini gösterir...çıkarılması gereken dersler var bu yazında...sevgiler....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kesinlikle egonun iyi birşey olduğunu düşünmüyorum. Hatta insanın içindeki şeytanlardan sadece biri :) Düşüncelerine katılıyorum Persephone. Kendi kendine zarar vermekten başka birşey değil.
      Sevgilerle..

      Sil
  9. Cem Yılmaz'ın söyledikleri aklıma geldi, şu bilmiyorum diyememe meselesinden bahsedince. Faruk Eczanesi'nin yerini bilmediği halde, düşününce bulabilecekmiş gibi davranan tipleri anlatıyordu. Bilmiyorum demek bizim toplumumuzda gerçekten çok zor. Sanki utanılacak bir şeymiş gibi, herkes her şeyi bildiğini iddia ediyor, kendi kendini rezil ediyor. Hakim-savcı ve avukatlara gelince, çok da uzak değilim ben de bu mesleklere. Gözlemlerinde büyük oranda haklısın ancak meslek olarak genellemektense kişinin karakterine de bağlı bu durum. İşte senin anlattığın gibi çok müstesna istisnalar da yok değil. Çok beğendim yazını. Bilmiyorum demek iyidir, yeni bilgiler kazandırır insana :) Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa evet Cem Yılmaz'ın esprisi tam bu olaya uygun Kitapsız Kedi :)
      Bilmiyorum demekten utanıp biliyormuş rolü yapmaya bayılıyoruz.
      Aslında çok genellemek istemedim, tabi ki insanın karakterine de bağlı. Ama ne biliyim bazen o kadar çileden çıkarıyorlar ki beni tavırlarıyla. Böyle egosunu aşmış, mütevazi insanlarla az karşılaşınca dayanamadım :)
      Sevgilerle...

      Sil
  10. İşe ilk başladığımda çok zorlanmıştım. Banka müfettişiydim ve kurtlar sofrasındaydım. Bir gün şubedekilerden biri bana abudik bir şey sordu. Dört gözle de bakıyorlar ne diyeceğim diye. En büyük zevkleri beni ters köşeye yatırmak o sırada:-) .... Hanım dedim siz kaç yıllık bankacısınız? Onbeş gibi birşey dedi. El insaf on beş yıldır bunu öğrenememişsiniz on beş ayda ben nereden bileyim... Hicbiri bir şey diyemedi tabi:-)
    Bilmediğini söylemek insana bazen kaybetirmez kazandırır. O gün bilahare onun sorduğu soruyu öğrenip cevapladım ve bir daha da şube beni sorgulamaya kalkmadı:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ooo iyi cevap vermişsin ama Handan :)
      O laflardan sonra kimse cesaret edememiştir zaten :)
      İnsanın egolarından arınıp kendini aşması çok önemli.

      Sil
  11. Yanıtlar
    1. Tam da aklımdan geçen bu insanyavrusu :D
      Ama böyle yazmayayım diye düşündüm :)

      Sil
  12. Yok canım benim o egolar hiç yok olmazlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef Şeyma'cım :)
      Gittikçe çoğalıyorlar :)

      Sil
  13. çok bilgece sölemişsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok canım estağfurullah Deep :)
      Sadece içimden geçenler :)

      Sil
  14. Meslek ahlakına bakış açın takdir edilesi :)
    Merak ettim de sen peki bu 3 meslekten hangisinin yolunda gideceksin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Madam. :)
      Ben aslında hakimlik için sınava hazırlanmaya karar vermiştim. Ama avukatlık stajına başlayınca avukatlık daha çekici gelmeye başladı. Hakimlikte tayin gözümü korkutuyor. Düzenli bir hayat en güzeli diye düşünmeye başladım sonradan.
      Sonuç olarak tek hedefim iyi bir avukat olmak inşallah :)

      Sil
  15. iyi bir avukat olursun inşallah :)

    YanıtlaSil
  16. Böyle insanların da olduğunu bilmek mutlu ediyor :) Ben de karşılaşmak istiyorummm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle insanlarla her zaman karşılaşmak mümkün olsa keşke Keyaki :)

      Sil